10 Mayıs 2017 Çarşamba




ÖZEL EĞİTİMDE KAVRAMLAR VE SINIFLANDIRMA
ÖZEL EĞİTİMDE TEMEL KAVRAMLAR

ZEDELENME: Bireyin psikolojik, fizyolojik, anatomik özelliklerinde geçici ya da kalıcı türden bir kayıp, bir yapı ya da işleyiş bozukluğu olur. Vücudun bir parçasının olmayışı ,eksik oluşu, iyi işlemeyişi gibi durumlar birer ZEDELENMEDİR.


SAPMA: Bazen bireyin özelliklerinde zedelenme olmaksızın belirgin farklılıklar olabilir. Boyunun akranlarına göre uzun veya kısa oluşu gibi. Bu gibi farklılıklar SAPMA’dır.

YETERSİZLİK: Zedelenme ya da bazı Sapmalar sonucu, bir insan için normal sayılan bir etkinliğin ya da yapımın önlenmesi, sınırlanması haline YETERSİZLİK denir. Bacakların olmayışı yürümede zorluk çıkarır. Böylece yürüyememe, yürüyerek sonuçlandırılacak etkinliklerde yetersizlik hali olur. Görmede görememe, işitmede işitememe, konuşamama, okumada okuyamama, gibi.
Yetersizlik geçici-kalıcı, giderilebilir-giderilemez, gelişen-gerileyen, etkisi durumdan duruma değişebilen özellikler gösterebilir. Yetersizlik daha çok bireye bağlıdır, bireyseldir.

ÖZÜR-ENGEL: Bireyin yaşamı boyunca yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak oynaması gereken roller vardır. Birey yetersizlik yüzünden bu rolleri oynayamaz durumda kalırsa buna ÖZÜR-ENGEL denir. Yani birey belli bir zamanda belli bir durumda yapması istenilenleri yetersizlik yüzünden yapamazsa, yetersizlik özür- engele dönüşür.

ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUK: Beden, zihin, ruh, duygu, sosyal ve sağlık özellikleri ve durumlarındaki olağan dışı ayrılıkları sebebiyle normal eğitim hizmetlerinden yaralanamayan 4-18 yaş grubundaki çocuklardır.(2916 sayılı kanun)

ÖZEL EĞİTİM: Özel eğitime muhtaç çocukların eğitimleri için özel olarak yetiştirilmiş personel ve geliştirilmiş eğitim programları ile bu çocukların özür ve özelliklerine uygun ortamda sürdürülen eğitimdir.(2916 sayılı kanun)

ZİHİN ENGELLİ ÇOCUK: AAMR (American Association On Mental Retardation) nin 1992 yılında yaptığı tanım şöyledir: Hali hazırdaki işlevlerde önemli derecede normal altı, bunun yanı sıra uyumsal beceri alanlarından (iletişim, özbakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplumsal yaralılık, kendini yönetme, sağlık ve güvenlik, işlevsel akademik beceriler, boş zaman ve iş) iki ya da daha fazlasında sınırlılıklar gösterme durumudur.Zihin engellilik 18 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde ise 1990 yılında yayınlanan Eğitilebilir Çocuklar İlkokul Programında şöyle tanımlanmıştır.
Doğumdan önce, doğum esnasında ve sonraki gelişim sürecinde oluşan çeşitli nedenlerle zihin, sosyal, olgunluk, psikodevimsel, gelişim ve fonksiyonlarında sürekli yavaşlama, duraklama, ve gerileme sonucu olarak yaşıtlarına göre ¼ ve daha yüksek  
oranda gerilik ve yetersizliği nedeniyle normal eğitim programından yararlanamayana “Geri zekalı “denir.

SINIFLANDIRMA

PSİKOLOJİK SINIFLANDIRMA: Zeka bölümü 75-50 arasında olanlara HAFİF, 55-40 arasında olanlara ORTA, 40-25 arasında olanlara AĞIR, 25’in altında olanlara ÇOK AĞIR denilmektedir.

EĞİTSEL SINIFLANDIRMA: Zeka bölümü 75-50 arasında olanlara 
EĞİTİLEBİLİR, 50-25 arasında olanlara ÖĞRETİLEBİLİR, 25’in altında olanlara AĞIR VE ÇOK AĞIR denilmektedir.

EĞİTİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİLER: Gelişimleri normallerden önemli bir farklılık göstermediği için genellikle okula başlayana kadar farkına varılmazlar. Okulda akademik çalışmalarda karşılaştıkları güçlükler sonucu gerilikleri ortaya çıkar.”Eğitilebilir” terimi bu gruba giren çocukların okuma, yazma, matematik gibi temel akademik becerileri öğrenebileceklerini açıklamaktadır. Bu çocuklar temel akademik becerilerin yanında öz bakım becerilerini öğrenebilirler, ileride yetişkinlik çağında bütünüyle ya da kısmen geçimlerini sağlayabilecek bir iş becerisi kazanabilirler.

ÖĞRETİLEBİLİR ZİHİNSEL ENGELLİLER: Genellikle gerilikleri okul öncesi dönemde fark edilir. Çünkü gelişim özellikleri normallerden önemli farklılıklar göstermektedir.”Öğretilebilir” terimi iki anlama gelmektedir.
1)Temel akademik becerilerde eğitilemez.
2)Günlük yaşamın gerektirdiği sosyal uyum, pratik iletişim ve öz bakım becerilerini öğrenebilir.
Bu grupta yer alanlar yetişkinlik çağında evde, korumalı iş yerlerinde çalışarak geçimlerini kısmen ya da bütünüyle sağlayabilirler.

AĞIR VE ÇOK AĞIR DERECEDE ZİHİNSEL ENGELLİLER: Gerilikleri doğum anında ya da doğumu izleyen ilk günlerde fark edilir.Bazı basit öz bakım becerilerini öğrenebilirler.Ancak yaşamları boyunca sürekli olarak bakım ve yardıma gereksinim duyarlar.

TANILAMA: Tanılama işlemini psikologlar ve özel eğitim almış özel eğitim uzmanı kişiler yapmaktadır.
Günümüzde en yaygın olarak kullanılan bireysel zekâ testleri; Stanford-Binet ve Wısc-R’dır. Bu testlerin diğer zeka testlerine geçerlilik ve güvenilirlikleri daha yüksektir. Her iki testte de sözel ve yapım (performans) soru maddeleri yer almaktadır. Testlerde sorulara verilen yanıtların doğruluğuna göre zekâ yaşı hesaplanmaktadır. Bu hesaplamada şu formül kullanılmaktadır.
ZEKA YAŞI (ZY)
ZEKA BÖLÜMÜ (ZB)= ------------------------ X100
TAKVİM YAŞI (TY)

9 Mayıs 2017 Salı

ÇOCUK EĞİTİMİ

 



ANNE BABAYA ÇOCUK EĞİTİMİNDE ÖNERİLER

1. Çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayın. (iyisiyle - kötüsüyle) O yaştayken siz neler hissederdiniz?
2. Anne babanız sizinle ilgilenemeyecek kadar meşgul olduğunda ne düşünürdünüz? Çocuğunuza zaman ayırın, böylece hayatlarını şekillendirirlerken onların yanında olur ve ellerinden tutarsınız.
3. Yalan söylediğinizde ve anne babanızda yalanınızı yakaladığında onların size nasıl davranmasını istemiştiniz? Peki ya anne babanız size yalan söylediğinde? Çocuğunuza dürüst ve açık davranın
4. Anne babanız birbirleriyle tartıştıklarında üzülür müydünüz?
5. Sizi yanlarında özel bir yere götürdüklerinde nasıl mutlu olmuştunuz?
6. Anne babanızla yemek yediğiniz sofraları hatırlayın. İyi günleri (nedenlerini) ve kötü günleri (nedenlerini) hatırlayabiliyor musunuz?
7. Yatma zamanlarınızı hatırlıyor musunuz?
8. İlk kez kız ya da erkek arkadaşınızla dışarı çıktığınızda ne kadar heyecanlandığınızı hatırlıyor musunuz?
9. Çocuk ve yeniyetme çağlarınızda yaşadığınız cinsel tecrübelerinizi ve duygularınızı hatırlıyor musunuz?
10. En kötü öğretmenlerinizi hatırlamaya çalışın, şimdi çocuğunuzun şikâyetlerini anlayabiliyor musunuz?
11. En iyi öğretmenlerinizi hatırlayın, böylece ona okulun ne kadar güzel bir yer olduğunu anlatabilirsiniz.
12. Çocuklarınıza öyle davranın ki büyüyüp evden gittikten sonra sizi görmek için geri gelsinler!
13. Onlara bağırmayın. Size bağırıldığında neler hissettiğinizi aklınıza getirmeye çalışın.
14. Her gün çocuğunuza "özel bir zaman" ayırın; 15-20 dakika yalnızca onların sizinle birlikte yapmak istedikleri bir şey yapın.
15. Onlarla konuşurken yumuşak bir ses tonu ile konuşun sizi daha iyi duyacaklardır.
16. Verdiğiniz sözleri her ne pahasına olursa olsun tutmaya çalışın.
17. Ona, "SENİ SEVİYORUM" demekten utanmayın, çekinmeyin.
18. Onu her gün en az bir kez kucaklayın.
19. Sizin için zor olsa da(!) dinledikleri müziği dinleyin.
20. Televizyonda her gösterilen programı seyretmesine izin vermeyin. Seyredebileceği programları siz saptayın.
21. Ailecek oynanan oyunlara zaman ayırın.
22. Aileniz için bir anayasa hazırlayın ve şu maddelere yer verin;
DOĞRU SÖYLE
BAŞKALARINA SAYGILI OL
ANNE BABAYLA TARTIŞMA
BAŞKALARININ MALINA SAYGILI OL
ANNE BABANIN SÖYLEDİKLERİNİ HEMEN YAP
(şikayet etmeden ve öfkeyle kendini yere atmadan)
BİR YERE GİTMEDEN ÖNCE ANNE BABADAN İZİN AL
KULLANDIĞIN EŞYALARI İŞİN BİTTİKTEN SONRA YERİNE KOY
ÇEVRENDEKİLERE YARDIMCI OL
23. Koyduğunuz kurallara uyan çocuğunuzu takdir etmeyi sakın ihmal etmeyin. Farkına varılmayan iyi davranışlar tekrarlanmamaya mahkûmdur.
24. Çocuğunuzun iyi davranışlarını, kötü davranışlarına oranla on kez daha fazla görün. Böylece onların kendilerini aşağı gören bir yetişkin yerine iyi yanları ile gurur duyan bir yetişkin olmalarını sağlarsınız.
25. Bir şeyi on kere söylemeyin, bir kez söylediğinizde yapılmasını sağlayın.
26. Çocuğunuzu asla öfkeliyken disipline etmeyin. Öfkeniz geçene kadar bekleyin.
27. Disiplin, çocuğunuzu cezalandırmak için değil öğretmek için bir araçtır.
28. Yalancılık ve hırsızlık suçları ile hiç vakit kaybetmeden ilgilenin.
29. Ne yapacakları, giyecekleri ve yiyecekleri konusunda emir vermekten ziyade seçenekler önerin. Onun yerine karar verirseniz, karar vermeyi öğrenmesini bekleyemezsiniz.
30. Çocuğunuzun Okulu ile yakın ilişki içinde olun. Öğretmeni ile tanışın, sınıf aktivitelerine yardımcı olun. Anne babalar genellikle sınıfta yaşanan kötü olayları en son öğrenen kişilerdir, okul ile yakın ilişki bu durumu önler.
31. Karşılıklı güven, geçmişte yaşanan tecrübelere dayanır. Çocuğunuza, kazanacağı özgürlüklerin ne kadar güvenilir bir birey olduğu ile doğru orantıda olduğunu açıkça anlatın.
32. Anne babalar bir arada olmaya ve konuşmaya ihtiyaç duyarlar. Çocuklar anne baba otoritesini ikiye böldükleri zaman kendileri zararlı olacak bir güce sahip olurlar. Çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediye eşinizi sevmektir.
33. Çocuklar onlara yakıştırdığımız etiketlerle yaşarlar, onlara lakap takarken ya da aile arasında isim yakıştırırken çok dikkatli olmalısınız.
34. Bir çocuğun kendine olan güveninin gelişmesi yaptığı ödevlerin kalitesinden daha önemlidir.
35. Merakları doğrultusunda bir ustalık kazanmasına yardımcı olun.(spor, müzik vs.) Kendine güven kişinin kendisini "usta" hissetmesi ile bağlantılıdır.
36. Çocuklar toplumsal değerleri anne babalarını izleyerek öğrenirler, onlara örnek olmaya çalışmalısınız.
37. Çocuğunuzu cinsellik ve uyuşturucular konusunda kendiniz eğitin, sakın sorumluluğu okula bırakmayın. Bizim gençliğimiz ile onlarınkinin çok farklı olduğunu aklınızdan çıkarmamalısınız.
38. Hatalarından ders çıkarmalarına yardımcı olun; onları aşağılayarak ya da azarlayarak değil, kendinizi onların yerine koyarak onlarla konuşun.
39. Çocuklarınıza kendi kendileri için en iyisini beklemeyi öğretin.
40. Başına gelenler için başkalarını suçlamamayı erken yaştan itibaren aşılayın. Onun savaşlarını onun için savaşmayın ama savaşmadan anlaşabilme yolları olduğunu anlatmaya çalışın.
41. İş yapmak her çocuk için yararlıdır. Odasını ya da çantasını onun için toplamamalı ve asla çantasını taşımamalısınız.
42. Kardeşler arası sevgi bağlarının kurulmasında saygı çok önemlidir, çocuklarınıza başkalarının haklarına saygılı olmaları gerektiğini anlatın.
43. Çocuğunuzla aranızdaki sorunları çözümlemekte zorlanırsanız, sorunları görmezden gelmek yerine bu işin eğitimini almış profesyonellere danışmalısınız.
44. Hata yaptığınız zaman özür dilemekten çekinmeyin.
45. İyi anne baba olmak öğrenilmesi gereken bir sanattır, öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenin.

KOLAY GELSİN



ÖZEL EĞİTİMDE PEKİŞTİREÇ



PEKİŞTİRME NEDİR?
Uygun davranışları arttırmak üzere uygulamalı davranış analizinde pekiştirme kullanılmaktadır.

PEKİŞTİRME: Bir davranışı izleyen ve ileride o davranışın sergilenme olasılığını arttırmak üzere ortama olumlu uyaran eklenmesi ya da ortamda bulunan itici uyaranın kaldırılması durumuna PEKİŞTİRME denir.İki tür pekiştirme vardır.

1. OLUMLU PEKİŞTİRME
2. OLUMSUZ PEKİŞTİRME
OLUMLU PEKİŞTİRME
Olumlu pekiştirme, bir davranışı izleyen durumda ortama bir uyaranın eklenmesiyle o davranışın ileride yapılma olasılığının arttırılmasıdır.
Olumlu pekiştirmede yer alan uyarana PEKİŞTİRİCİ UYARAN ya da PEKİŞTİREÇ adı verilir.Örneğin;gülümseme, çocuğun başını okşama ya da çocuğa hoşlandığı bir nesne verme.İki tür Olumlu Pekiştirme vardır.

1.BİRİNCİL PEKİŞTİREÇLER
2.İKİNCİL PEKİŞTİREÇLER
1.BİRİNCİL PEKİŞTİREÇLER:
İçsel ya da biyolojik gereksinimlerimizi karşılayan pekştireçlerdir. Yiyecek, içecek, uyku bu pekiştireçlere örnektir.Birincil pekiştireçler sıklıkla okul öncesi dönemde kullanılmakta olup eğitim düzeyi yükseldikçe etkililiği azalmaktadır.

BİRİNCİL PEKİŞTİREÇLERİN ÖZELLİKLERİ
1.Birincil pekiştireçler çok fazla sunulduğunda ya da hiç sunulmadığında bireyin o pekiştirece ilişkin aşırı doygunluk ya da yoksunluk yaşamasına neden olabilir.
Örneğin; bir çocuğa sergilediği her istendik davranıştan sonra çikolata verilmesi o çocukta aşırı doygunluğa yol açar ve çocuk için o davranışı sergilemek bir anlam taşımaz hale gelebilir.Takip eden bir kaç gün ya da oturumda çocuğa çikolata sunulmaması daha sonra çikolatanın çocuk için tekrar bir pekiştireç olma özelliği göstermesine neden olabilir.
2. Birincil pekiştireçler zaman içinde pekiştireç olma özelliğini kaybetmezler.
Örneğin; su susuz kalmış bir insan için her zaman bir pekişitireç olma özelliği taşır.
3. Birincil pekiştireçlerin sistematik olarak kullanılması amaçlanmışsa uygulamacı birincil pekiştirece bireyin uygulama zamanları dışında kolayca ulaşmasını engellemelidir.
4. Birincil pekiştireçler mutlaka az miktarlarda sunulmalıdır. Az miktarda sunmak iki açıdan önemlidir.
1.Çocuğun pekiştirece karşı aşırı doygunluk göstermesi önlenmiş olur
2.Çocuğun uygulama sırasında pekiştireci hızlıca tüketmesi sağlanır.

BİRİNCİL PEKİŞTİREÇ SUNMANIN YARARLARI VE SINIRLILIKLARI NELERDİR?

YARARLARI:
Birincil pekiştireçler öğretilmesi gereken pekiştireçler değildir.Dolayısıyla kolaylıkla uygulanabilir.Ancak her zaman ikincil pekiştireçlerle birlikte kullanılması önerilmektedir.

SINIRLILIKLARI:
1. Birincil pekiştireçlerin sunulması ile öğretilen davranışların genellenebilmesinin sağlanması kolay değildir.Öğrenilen davranışların başka ortam, araç-gereç ya da kişilere genellenebilmesi için kişinin doğal ortamlarda pekiştireç alma olasılığının olması gerekir. Oysa ufak kurabiye parçaları bir çocuk için belli bir davranışı sergilelemsinde pekiştireç olma özelliği gösterebilir ancak bu çocuk doğal ortamlarda o davranışı srgiledikten sonra her zaman kurabiyeye ulaşması söz konusu değildir.
2. Her zaman çocuğun Birincil pekiştireç alması toplumsal yaşama ters düşebilir.
3.Birincil pekiştireçlere karşı aşırı doygunluk sağlanabilir.

         Tüm bu açıklamalardan sonra Birincil pekiştireçlerin ne zaman kullanılmasının uygun olacağı sorusu aklımıza gelebilir.Çalışma, bireyin özellikle çalışmada kullanılacak olan birincil pekiştirece gereksinimi olduğu an yürütülmelidir.

2.İKİNCİL PEKİŞTİREÇLER
İçsel gereksinimlerimizi karşılamaya yönelik olmayan ya da yaşamsal önemi olmayan ancak bireyin hoşlandığı ve öğrenme sonucunda pekiştirici özellik kazanmış pekiştireçlerdir.
İkincil pekiştireçlerin pekiştirici özellikleri genellikle Klasik Koşullanma ile öğrenilmektedir. İlk başlarda bir çocuk için "Aferin" ikincil pekiştireci bir anlam ifade etmeyebilir.Ancak bu ikincil pekiştireç şeker, çikolata gibi bir Birincil pekiştireçle birlikte sunulduğunda çocuk İkincil pekiştirecin pekiştirici özelliğini kavrar.Bu durumda zamanla İkincil pekiştireci tek başına sunabilmek için Birincil Pekiştireç silikleştirilerek sunulmalıdır.

İKİNCİL PEKİŞTİREÇLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
1.İkincil pekiştireçler ayırt edilebilir biçimde olumlu olmalıdır.
2.İkincil Pekiştireçlerin pekiştireç olma özelliklerini korumak üzere çeşitlendirilmelidir.Örneğin; bir sosyal pekiştireç olarak "Aferin" kullanılıyorsa zaman zaman "baş okşaması" ,"çok iyi oldu" gibi ifadelerde kullanılmalıdır.

İKİNCİL PEKİŞTİREÇ SUNMANIN YARARLARI VE SINIRLILIKLARI NELERDİR?

YARARLARI
1.Pek çok durum için daha uygundur. Örneğin Birincil Pekiştireç sunarken her zaman bir parça yiyeceği uygulayıcı yanında taşımalıdır.İkincil Pekiştireçler için böyle bir zorunluluk yoktur.
2. İkincil Pekiştireçleri sunmak daha olağan bir görünüm taşır.
3.İkincil Pekiştireçlerle öğrenilen davranışların ya da edinilen davranış değişikliğinin genellenebilirliği daha yüksek olmaktadır.Çünkü bireyin yaşadığı doğal ortamlarda İkincil Pekiştireç alma olasılığı yüksektir.
4. İkincil Pekiştireçler bir yakınlık gerektirmeden de sunulabilir.

SINIRLILIKLARI
Sunulan pekiştireç zamanla pekiştireç olma özelliğni göstermemeye başlar ya da etkisi azalabilir. Bu durumda bu İkincil Pekiştireç bir Birincil Pekiştireçle birlikte sunulur ve zamanla Birincil Pekiştireç silikleştirilerek İkincil Pekiştirecin tekrar pekiştireç olma özelliği sağlanabilir.

İKİNCİL PEKİŞTİREÇ TÜRLERİ NELERDİR.?
1.NESNEL PEKİŞTİREÇLER
Oyuncak, eşya, araç-gereç gibi bireyin kullanabildiği somut nesnelerdir.

2.ETKİNLİK PEKİŞTİRECİ
Bireyin sözel ya da bedensel bir uğraşı yerine getirmesidir. Örneğin; bir uçurtma yapmak, şarkı söylemek

3.SOSYAL PEKİŞTREÇLER
Gülümseme, övgüde bulunma, sarılma, baş okşama gibi sosyal bir anlam içern pekiştirme türüdür.

4.SEMBOL PEKİŞTİREÇLER
Kendi başlarına bir anlam ifade etmeyen ancak başka bir pekiştireçle değiş tokuş edilen yıldız, kupon, jeton gibi dönüştürülebilir nesnelerdir.

              İkincil Pekiştireçler arasında öncelikle sosyal pekiştireçlerin kullanımı tercih edilmelidir.Çünkü bu pekiştireçlerin kullanımı daha kolaydır.

OLUMSUZ PEKİŞTİRME
Bir davranışı izleyen durumda ortamdan bir itici uyaranın çekilmesiyle o davranışın ileride yapılma olasılığının artmasıdır.Örneğin; gece yarısı ağlayan bir bebeği annenin kucağına almasıyla susması.Bu örnekte itici uyaran gece yarısı bebeğin ağlaması, davranış ise annenin bebeği kucağına aldığında susmasıdır.
        Olumsuz Pekiştirme ortamda itici bir uyaranın varlığını gerektirdiği için bir öğretim stratejisi olarak kullanılması önerilmemektedir.

PEKİŞTİRME TARİFESİ NEDİR VE KAÇ TÜRLÜ PEKİŞTİRME TARİFESİ VARDIR?
Pekiştirme tarifesi pekiştirecin davranışla ilişkisini belirler.Beş tür tarife vardır.

1.SÜREKLİ PEKİŞTİRME
Hedef davranışın her sergilenişinde ya da olumsuz davranışın sargilenmediği durumda pekiştirecin sunulmasıdır.

2.SABİT ORANLI PEKİŞTİRME
Bir oran belirlenir ve davranış o oranda sergilendiğinde pekiştireç sunulur.Örneğin; her üç istendik davranıştan sonra pekiştireç sunulması(SOP3)

3.SABİT SÜRELİ PEKİŞTİRME
Belli bir zaman aralığında hedef davranışın sergilenmesi nedeniyle pekiştireç sunulmasıdır.Örneğin; iki saat süresinde çocuğun  kendisine hiç zarar verme davranışı sergilememesi nedeniyle pekiştirilmesi.

4.DEĞİŞKEN ORANLI PEKİŞTİRME
Bir oran belirlenir ve bu oran ortalama olarak uygulanır.Böylece birey kaçıncı davranıştan sonra pekiştirileceği beklentisine girmeksizin davranış sergiler.Örneğin; çalışmaya dikkatini yöneltme davranışının değişken oranlı 3(DOP3) tarifesi ile pekiştirileceğini varsayalım.Bireyin dikkatini yönelttiği üç davranış gelişigüzel pekiştirilir.Birinci dikkati yöneltme davranışı pekiştirildiyse ikinci ve üçüncü davranışı pekiştirilmez.

5.DEĞİŞKEN SÜRELİ PEKİŞTİRME
Ortalama bir süre belirlenir (örneğin DSP8) ve belirlenen bu ortalama sürede davranışın sergilenmesi pekiştirilir.Örneğin bir davranış 9 dakika, 10 dakika ve 5 dakika sürelerle sergilenebilir bu üç davranıştan sonra bireye pekiştireç sunulur.


BEP

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) NEDİR?        Bireyselleştirilmiş eğitim programı özel gereksinimli bireyin gelişimi veya on...